Tuvalet Adabı – WC – Banyo Tuvalette nasıl Davranılmalı

Tuvalet Adabı – WC – Banyo Tuvalette nasıl Davranılmalı

Konu: Tuvalet Adabı – WC – Banyo Tuvalette nasıl Davranılmalı

 

Selâmün aleyküm

 

Konu anlatım sırası:

1-) Bölüm 1: Önemli konu giriş bilgileri. (yazılı)
2-) Bölüm 2: Maddeler halinde Anlatım. (yazılı)
3-) Bölüm 3: Besmele Nerede Nasıl Çekilir. (videolu)
(Video 2: Tuvalet Banyo pis yere girmeden ” Bismillâh ” çekmek ile alakalı video.)

 

Tuvalet Banyo gibi veya pis yere girmeden yani kapısını açmadan ” Bismillâh ” demek gerekir. Bismillâh ne demek ALLÂH TE’ÂLÂ’NIN Adıyla demektir. 

Bölüm 1: Önemli konu giriş bilgileri.

Eskilerin zarif deyimiyle def-i hacet, yani tuvalet ihtiyacı insanın en doğal ve zorunlu ihtiyacıdır. İslâm Peygamberi (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) bu doğal ihtiyacın giderilmesine bile bir incelik, ölçü ve ahlâk getirmiştir. Sadece getirmekle kalmamış aynı zamanda bunu ilk Müslümanlar için bir öğretim konusu yapmıştır. Tuvalet âdâbı, aynı zamanda temizlik bilincini, ötekine saygı anlayışını, çevre duyarlılığını ve hatta zihnen ve bedenen temizlenme ve temiz kalma iradesini içeren bir öğretiyi yansıtmaktadır. Beden temizliği esasen kendileriyle ruhî temizliğin hedeflendiği ibadetler için de ön şarttır. Bir ön hazırlık safhasıdır. Bundan dolayı Allah Resûlü (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), “Temizlik imanın yarısıdır.”  buyurmuştur.

“– Ey Ensâr topluluğu! Allah Teâla sizin temizliğinizi övüyor, sizler nasıl temizleniyorsunuz?” diye sormuş, onlar da:

– Namaz için abdest alıyor, cünüp olunca guslediyor ve su ile tahâretleniyoruz, diye mukâbele etmişlerdi. Bunun üzerine Fahr-i Kâinât Efendimiz:

“– İşte bunun için övüyor. Böyle yapmaya devâm ediniz.” buyurmuştur. (İbn-i Mâce, Tahâret, 28)

Âyet-i kerîmede su ile temizlenmeleri sebebiyle Allah Teâla’nın Kubalılar’ı övmesi, Resûlullah’ın da bu vesileyle söylediği takdir ve teşvik edici sözleri, su ile tahâretlenmenin mutlak surette İslâm âdâbından olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Güzel bir temizlik için, yalnızca kâğıt ve benzeri şeyleri kullanmak yeterli değildir. Ayrıca su ile tahâretlendikten sonra bir de kurulanmak gerekmektedir.

Kazâ-i hâcet esnâsında konuşmamak ve avret mahallini başkalarına göstermekten sakınmak da âdaptandır. Peygamber Efendimiz bu tür âdâba dikkat etmeyenlere Allah Teâlâ’nın gazap edeceğini bildirmiştir. (Ebû Dâvûd, Tahâret, 7)

Küçük abdest sonrası erkeklerin, hemen değil de bir müddet yürüdükten, hareket ettikten veya bekledikten sonra abdest alması da âdâptandır. Zîra kişi bu sâyede mesânede kalması muhtemel olan idrârdan tamamen kurtulur. Böylece abdestine de bir halel gelmez. (İbn-i Mâce, Tahâret, 19) Peygamber Efendimiz bu meseleyle alâkalı olarak bevilden sonra erkeğin uzvunu arkadan öne doğru üç kere çekmesini tavsiye etmiştir. (İbn-i Mâce, Tahâret, 19; İbn-i Hanbel, IV, 347)

Açık arazide iken ihtiyacını gideren kimseler, yollara, mesire yerlerine, gölgeliklere, durgun sulara, hayvan ve haşerât yuvalarına abdest bozmaktan sakınmalıdırlar. Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah:

“– Lâneti gerektirecek iki şeyden sakınınız!” buyurdu. Sahâbe-i kirâm:

– Lâneti gerektirecek iki şey nedir? diye sordu. Peygamber Efendimiz:

“– İnsanların gelip geçtikleri yollara ve gölgelendikleri yerlere abdest bozmaktır.” buyurdu. (Müslim, Tahâret, 68)

Câbir de; “Resûlullah durgun sulara bevletmeyi yasakladı.” demiştir. (Müslim, Tahâret, 94)

Abdullah bin Sercis (r.a.) ise Efendimiz’in yeryüzündeki hayvan ve haşerât yuvalarına bevletmeyi yasakladığını bildirmiştir. (Ebû Dâvûd, Tahâret, 16)

Büyük ve Küçük Abdestten sonra temizlenmek nasıl olmalı?

Din dilinde büyük abdestten sonra taharetlenmeye yani temizlenmeye “istincâ”, küçük abdestten sonra temizlenmeye ise “istibrâ” denir.

İslâm’da temel bir esas olarak, vücut ve mekân temizliği yapılmadan bazı ibadetler câiz ve makbul görülmemiştir. Bu meyanda meselâ tuvalet âdâbına çok ehemmiyet verilmiş, Müslümanların elbiselerine necâset sıçratmaması, güzelce istibrâ yapması emredilmiştir. Nitekim Allah Resûlü (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem): “Kabir azabının çoğu, necâsetten gereği gibi sakınmamaktan kaynaklanır” buyurmuştur. (İbn-i Mâce, Tahâret, 26)

 

İstibrâ:

Küçük abdest bozduktan sonra idrar yolunda kalabilecek idrar damla ve sızıntılarının tamamen kesilmesi için bir süre bekleme, bundan sonra vücuttaki idrar sızıntılarını temizleme işlemine fıkıh dilinde “istibrâ” denilir.

Özellikle erkekler açısından istibrâ daha önemlidir. Şayet özür hali söz konusu değilse vücuttan idrar sızıntısı olduğu sürece abdest geçerli olmaz. Bunun için de idrarın vücuttan iyice çıkmasını beklemek, bu amaçla biraz hareket etmek, yürümek veya öksürmek gerekebilir. İdrar sonrası abdest alınmayacak olsa bile, temizlik iyi yapılmadığında geriye kalan idrar sızıntısı elbiseye bulaşacağından bu temizliğe dikkat edilmesi her zaman önemini korumaktadır. Bunun için Hz. Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) idrardan sakınmayı emretmiş, kabir azabının çoğunun idrardan sakınmama sebebiyle olacağını haber vermiştir. (Buhârî, “Vudû”, 55; İbn Mâce, “Tahâret”, 26)

İstincâ:

Çevre temizliği kadar beden ve elbise temizliği de gerek kişinin sağlığı ve beşerî ilişkileri gerekse ibadet hayatı için önem taşıdığından literatürde “istincâ” terimiyle ifade edilen temizlik yani büyük abdest bozulduktan sonra dışkı ve idrar yollarında yapılacak dışkı, idrar vb. temizliği de Müslümanın hayatında ayrı bir önem taşır. Aslolan bu temizliğin su ile yapılmasıdır. Hatta su ile temizliğin İslâm toplum ve medeniyetinin en belirgin vasıflarından biri olduğu ve bu sebeple Müslümanların kavuştukları beden ve elbise temizliğinin Batılılar tarafından da hayranlıkla ifade edildiği görülür.

Su bulunmadığı takdirde bu temizliğin en uygun temizlik araçlarıyla yapılması gerekir. Temizlik sol elle yapılmalı, suyun ve diğer temizlik araçlarının kullanımında israftan kaçınılmalı, fakat temizliğin titizlikle yapılmasından da ödün verilmemelidir. Fıkıh kitaplarında eğitim ve ilim aracı olduğu için kâğıdın istibrâ ve istincâda kullanılması doğru bulunmamış ise de günümüzde iki kâğıt türü birbirinden ayrıldığı ve kâğıdın imal ve temini kolaylaştığı için, özellikle büyük abdest temizliğinde suyun kullanımı ve kurulanma kaçınılmaz olmuştur. Bu itibarla Batı toplumlarında yaygın olduğu şekliyle sadece tuvalet kâğıdı ile temizlenmenin yetersiz olduğunu, Su ile temizlik yapıldıktan sonra avret yerinin bez veya tuvalet kâğıdı ile kurulanması.
(Su var ise Mutlaka su ile Temizlik Yapılmalı, daha sonra var ise eğer bez ile kurulama yapılabilir.)

 

Bölüm 2: Maddeler halinde Anlatım.

 

  • Tuvalete girerken Euzü Besmele çekilip, “Allahümme innî eûzü bike minel hubsi vel habâis” duası okunur. 
    (
    Mesela ezberleyemedik hemen ezberleyene kadar içeriye duyuracak kadar pis yere tuvalete girmeden yani “ Bismillâh ” çekip girmek. Banyo içinde geçerlidir. Bölüm 3’de video var Cübbeli Ahmet Mahmut Ünlü Hoca efendi anlatıyor.)
  • Tuvalete girerken elinde, Allahü teâlânın ismi ve Kur’an-ı kerim yazılı bir şey bulunmamalı. Cepte veya kapalı olursa mahzuru olmaz. Boynunda Allah yazılı kolye bulunmamalı. Varsa bluz içine koymalı.
  • Tuvalete uygun şekilde kaplanmış muskayla girmek caizdir.
  • Tuvalete sol ayakla girip, sağ ayakla çıkmalı.
  • Tuvaletten çıkınca, “Elhamdülillâhillezî ezhebe anil eza ve âfâni” duası okunmalı.
    (Mesela ezberleyemedik hemen ezberleyene kadar tuvaletten çıkıyoruz tabi ki  Bismillâh “ demek.)
  • Tuvalette konuşmamalı, çok oturmamalı, gazete falan okumamalı, şarkı söylememeli, sigara içmemeli, sakız çiğnememelidir.
  • Tuvalette zikredilmez, selam verenin selamı alınmaz. Aksıran ise, kalbinden Elhamdülillah der.
  • Tuvalette abdest bozarken, önü ve arkayı kıbleye getirmemeliSola doğru meyletmeli.
  • Tuvalet ihtiyacını giderirken Kâbe yönüne dönmemek ve kıbleyi arkaya almamak da konuya ilişkin nebevî bir uyarıdır. Hz. Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), “Büyük veya küçük abdest bozarken kıbleyi önünüze ve arkanıza almayın; doğuya veya batıya dönün.” buyurmuş, böyle bir durumda kıblenin sağ veya sol yana alınmasını tembihlemiştir.
  • İstincadan, yani taharetlendikten sonra hemen örtünmeli.
  • Sol el ile taharetlenmeli. Sol elinde, istincaya mâni bir özür varsa, sağ elle istinca yapmasında kerahat yoktur.
  • Taharetlenme esnasında sağ eli kullanmamak, tuvalet terbiyesine dair Peygamber Efendimizden (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) öğrendiğimiz bir diğer husustur. Konuya ilişkin bir ifadesinde Hz. Âişe annemiz, Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), sağ elini temizlik ve yemek için, sol elini de temizlenmek ve benzeri temiz olmayan işler için kullandığını ifade eder. O (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) , söz konusu tavrını sahâbe için bir alışkanlığa dönüştürme istikametinde oldukça hassas davranmış, sağ elle taharetlenmek ve sol elle yemek gibi aksi uygulamaları yasaklamış, bu kurala riayet etmeyenleri de bizzat uyarmıştır.
  • Pisliği parmakla alıp eli yıkamalı. En sonunda kalan pislik varsa onu da su ile yıkamalı.
  • Erkekler, istinca yaparken, arkadan öne doğru, kadınlar ise önden arkaya doğru yıkamalı. Böylece ön avret yerine pislik bulaştırılmadığı gibi, tahrik edilerek şehvete de sebep olunmaz.
  • Taharetlendikten sonra, bezle kurulanmalı. Bez yoksa tuvalet kâğıdıyla da kurulanmak caiz olur. Bu kâğıtlar o maksatla imal edilmiştir. Başka kâğıtları kullanmak mekruh olur.
  • İstincadan, yani temizlendikten sonra iç çamaşırına bir miktar su serpmeli. Böylece, çamaşırında yaşlık görünce idrar sanmamalı, bu benim döktüğüm su diyerek vesveseye kapılmamalı.
  • Temizlendikten sonra, erkekler istibra yapmalı. Kadınlar istibra yapmaz. İstibra idrar kanalında idrar bırakmamaktır. İstibra, yürüyerek, öksürerek veya sol tarafa yatarak yapılır.
  • İstibra yapılmadan tuvaletten çıkılırsa, idrarın çıkma ve çamaşıra bulaşma ihtimali olacağından, tuvaletten çıkmadan önce idrar deliğine, arpa büyüklüğünde bir pamuk konularak idrarın dışarı çıkması önlenmeli.
  • İstibra yapılarak idrar kalmadığının anlaşılmasına, kalbin mutmain olmasına istinka denir. İstinkadan sonra, artık abdest alınabilir.
  • Avret yerine ve necasete bakmamalı, tuvalete sümkürmemeli, tükürmemeli.
  • Zaruretsiz ayakta idrar yapmamalı. Tuvalette elbiseye idrar sıçratmamalı. Bunun için mümkünse, ayrı bir pijama, eşofman kullanılmalıdır. Tuvalete özel pijama ile ve başı örtülü olarak girmek müstehabdır.
  • Tuvaletten çıkınca elleri yıkamalı.
  • Hiçbir suya, cami duvarına, mezarlığa ve yola abdest bozmamalıdır.
  • Abdest bozulması uygun olmayan sular; insan veya hayvanların içtiği, yahut insanların kullandığı sulardır. Bunlar da, ırmak, çay, göl, gölet, havuz ve su birikintileridir. Nitekim Resûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), “Lânetlenmeye neden olan üç şeyi yapmaktan sakının: su kaynaklarının çevresine, yol ortasına ve gölgelik yerlere abdest bozmaktan.” buyurarak ümmetini uyarmıştır.
  • Su bulunmazsa, taş ve benzerleriyle taharetlenmek, de su yerine geçer.

 

– Tuvalete girerken:

Enes b. Mâlik (ra) diyor ki, “Hz. Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) tuvalete girerken, ‘Allâhümme innî eûzü bike mine’l-hubüsi ve’l-habâis’ (Allah’ım! Her türlü pislikten ve necasetten sana sığınırım.) derdi.” (Buhârî, Deavât, 15)

 

– Tuvalet ihtiyaçlarımızda Kimsenin Göremeyeceği yerler tercih edilmeli:

Muğîre b. Şu’be’nin naklettiğine göre, Hz. Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), tuvalet ihtiyacını gidereceğinde (kimsenin göremeyeceği kadar) uzağa giderdi. (Ebû Dâvûd, Tahâret, 1)

Muâz b. Cebel’den nakledildiğine göre, Resûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Lânetlenmeye neden olan üç şeyi yapmaktan sakının; su kaynaklarının çevresine, yol ortasına ve gölgelik yerlere abdest bozmaktan.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 14)

 

– Tuvalet ihtiyaçlarımızda Yön ne tarafa olmalı?: Doğu veya Batıya doğru olmalı:

Ebû Eyyûb (el-Ensârî)’den rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Büyük veya küçük abdest bozarken kıbleyi önünüze ve arkanıza Almayın; doğuya yahut batıya dönün.” (Müslim, Tahâret, 59)

 

– Su ile Taharetlenmek (Yani Temizlemek Temizlenmek):

Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) kendisi de su ile taharetlenmiş, hatta bu amaçla Enes b. Mâlik ve Ebû Hüreyre gibi bazı sahâbîler kendisine su temin etme konusunda yardımcı olmuşlardır. Sevgili eşi Hz. Âişe annemiz de, suyun bulunduğu zamanlarda Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) her tuvalet ihtiyacı sonrasında mutlaka su ile taharetlendiğini vurgulu bir dille beyan etmiştir. Dahası, eşleri aracılığı ile erkeklere haber göndererek, “Kocalarınıza su ile temizlenmelerini söyleyin. Ben onlara bunu söylemekten hayâ ediyorum ama bilmeliler ki, Allah Resûlü (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) su ile temizlenirdi.” der.

 

– Tuvalet ihtiyacından sonra (Üstünüzü Toparladıktan sonra):

Tuvalet sonrası elleri yıkamak da, gündelik yaşama ilişkin nebevî sünnetin önemli bir alışkanlığını oluşturur. İbn Abbâs, Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra ellerini yıkadığına dair gördüklerini şöyle anlatır: “Nebî (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) gece uykudan kalkıp tuvalet ihtiyacını giderdi. Sonra ellerini ve yüzünü yıkadı. Daha sonra da uyudu.”

 

– İhtiyaç giderildikten sonra Tuvalet temizliği:

Tuvalete giden kimse, girdiği tuvaleti nasıl bulmak istiyorsa, çıkarken de aynı titizlik içerisinde terk etmeli, beden temizliğine gösterdiği dikkati, tuvalet konusunda da devam ettirmelidir. Evinde kendi tuvaletini kullanırken ne derece itinalı davranıyorsa, umuma açık tuvaletlerde de o kadar edepli davranmak Müslüman’ın ahlâkı olmalıdır.

— Banyo: 

 

“Biriniz cuma namazına gideceği zaman boy abdesti alsın.” (Buhârî, Cum’a, 2)

“Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse, bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır…” (Buhârî, Cum’a, 4)

Cuma namazına gitmeden önce gusletme konusundaki hadis-i şeriflere bakıldığında, bunun farz olmadığı anlaşılmakla birlikte, boy abdesti alarak cumaya gitmenin ve böylece huzurlu bir gönülle namaz kılmanın insana büyük sevap kazandıracağı ortaya çıkmaktadır. Cuma namazına yakın bir saatte gusletmek, câmiye hazırlıklı gitmeyi sağlar. Ancak, daha önce yıkanmakla da Cuma günü gusletme sünneti îfâ edilmiş olur.

Yine günde beş vakit namaz için alınan abdestten başka, her yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması temizlik âdâbındandır. (Tirmizî, Et‘ime, 39) Diğer taraftan fıtrat gereği tırnakların kesilmesi, sakal ve bıyıkların kısaltılması, dişlerin fırçalanması Efendimiz’in tâlim ettiği edep kâidelerinden birkaçıdır. Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:

“Peygamberlerin sünneti beştir. Bu beş şey fıtrat gereğidir: Sünnet olmak, kasıkları tıraş etmek, tırnakları kesmek, koltuk altını temizlemek, bıyıkları kısaltmak.”(Buhârî, Libâs, 63-64)

İnsan olarak yaratılmanın tabiî gerekleri diye anlaşılması mümkün olan bu beş husûsun, bir başka rivâyette ona kadar çıkarıldığı görülür. (Müslim, Tahâret, 56) Her iki rivâyeti göz önünde bulundurmak sûretiyle fıtrattan olduğu belirtilen bir kısım fiileri, şu şekilde sıralayarak îzâh edebiliriz:

a- Sünnet Olmak (Hitân): Müslümanlığın alâmetlerinden biridir. Sünnet olmanın vakti, doğumu tâkib eden yedinci günden başlamak üzere, bulûğ çağına kadardır. Ancak en uygunu, bu işi çocuğun sünnet olmanın bilincine vardığı yaşlarda yapmaktır.

Sünnet olmak, fıtrî ihtiyâcın yanında sağlık açısından ve dengeli cinsî duygulara sâhip olmak bakımından da faydalıdır. Sünnet olmanın faydası bugün çok daha iyi bilinmekte ve hıristiyan ülkelerde de sağlık gerekçesiyle sünnet olanların sayısının giderek arttığı görülmektedir.

b- Tırnak Kesmek: Tırnakları parmaklara zarar vermeyecek şekilde kesmelidir. Tırnak kesmek için belli bir süre tayin edilmediğinden, tırnak uzadıkça kesilir. Tırnak kesmenin câiz olmadığı herhangi bir gün yoktur. Bunun yanında, Resulullah’ın cuma günleri tırnak kesmeyi sevdiği de nakledilir. (Heysemî, II, 170; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 244)

Tırnak kesiminde dikkatli davranıp, etrafa sıçratmamaya ve kesilen tırnak parçalarını ortalıkta bırakmamaya gayret etmelidir.

Günümüzde birçok hanım, tırnaklarını farklı sebeplerle uzatmaktadırlar. Bunun İslâm âdâbıyla bağdaşmadığı ortadadır. Tırnak altlarında oluşacak birtakım kirler, insan sağlığı açısından oldukça zararlıdır. Özellikle mutfakta yemek yapan hanımların, uzun tırnaklarla bu işleri yapması hiç hoş değildir.

Ebû Vâsıl (r.a.) şöyle anlatıyor:

“Ebû Eyyûb el-Ensârî’ye rastladım, benimle musâfaha yaptı. Tırnaklarımı uzun bularak Resûlullah’ın şöyle buyurduğunu nakletti:

«Sizden öyleleri var ki semâ haberleriyle ilgilenir, hâlbuki tırnaklarını (yırtıcı) kuş tırnağı gibi uzatmıştır da diplerinde cünüplük, kir, pas ve pislik yuva tutmuştur.»” (İbn-i Hanbel, V, 427)

c- Koltuk Altlarını Temizlemek: Buradaki kılların temizliği, yolmak veya tıraş etmek yahut ilâç kullanmak sûretiyle yapılabilir. Temizlik işine sağ koltuk altından başlamak uygundur.

d- Etek Tıraşı Olmak (İstihdâd): Kasıkları, edep yerlerini tıraş etmek demektir. Halkımız arasında buna “etek temizliği” denilmektedir.

İslâm’ın emrettiği beden temizliği ve tırnakların kesilmesi gibi fıtrî işleri, kasten ihmâl etmek, sünneti terke sebep olacağı için doğru değildir.

e- Bıyığı Kısaltmak: Bıyıkları, üst dudakların kırmızısı ortaya çıkacak şekilde kesmek ve bunu da sağdan başlayarak yapmak daha güzel olur. Bıyıkların ağzı kapatacak ve üst dudak kenarlarından taşacak şekilde uzatılması asla tasvip edilmemiştir. Çünkü yenilen veya içilen şeylerin bıyıklara bulaşmamasına dikkat etmek lâzımdır.

f- Sakalı Uzatmak: Müslüman erkeklerin sakallarını tamamen kesmeleri doğru görülmemiştir. Sakalların fazla uzayıp çirkin bir manzara arzetmesi halinde, boyundan ve eninden kesilebileceğinde ittifak edilmiştir. Sünnete uygun olan, sakalın boyunun bir tutam olması, ondan fazlasının kesilmesidir.

g- Misvak Kullanmak: Misvak, diş ve ağız temizliğinde kullanılan yumuşak lifli Erâk ağacının çubuklarına denir. Hadislerde geçtiği şekliyle “sivâk” kelimesi de aynı anlama gelmektedir. Sivâk ayrıca fiil olarak dişleri fırçalamak mânasında kullanılır. Resûlullah Efendimiz’in gerek misvak kullanması gerekse bu husûstaki tavsiyeleri oldukça mânidardır. Konuyla alâkalı bazı rivâyetler şöyledir:

 “Ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, onlara her namaz vaktinde misvâkla dişlerini temizlemelerini emrederdim.” (Buhârî, Cum’a, 8)

“Misvak kullanmak ağzın temiz kalmasına ve Rabbın razı olmasına sebeptir.” (İbn-i Mâce, Tahâret, 7)

Hz. Ayşe şöyle der:

“Biz Efendimiz’in misvakını ve abdest suyunu akşamdan hazırlardık. Allah onu, gecenin dilediği saatinde uyandırırdı. Uyanınca hemen misvakla dişlerini temizler, abdest alır ve namaz kılardı.” (Müslim, Müsâfirîn, 139)

Şüreyh bin Hânî der ki; Hz. Ayşe’ye:

– Peygamber Efendimiz eve girdiği zaman ilk önce ne yapardı? diye sordum.

– Dişlerini misvaklardı, dedi. (Müslim, Tahâret, 43-44)

Mevzû ile alâkalı rivâyetler tetkik edilince, Resûlullah Efendimiz’in hayatında misvak kullanmanın büyük bir önemi olduğu görülür. Bu rivâyetleri genel anlamda ağız ve diş temizliği tavsiyesi olarak değerlendirmek lâzımdır. Yani bu temizlik için “kesinlikle misvak kullanmak gerekir.” gibi bir zorlama yoruma gitmek doğru değildir. Ancak bulabilenler misvak kullanmalıdırlar. Zîrâ bunun pek çok faydası vardır. Bulamayanlar ise uygun diş fırçası ve mâcunu kullanmak sûretiyle gerekli temizliği yapabilirler. Hattâ misvak veya fırça bulunmadığı zaman, geçici de olsa parmaklarla diş temizliği yapılabilir.

 

Gusül Abdesti Nasıl Alınır:

—Önemli Not— Gusül Abdestini almadan önce mutlaka ” Bütün vücudunuzu komple yıkayınız özellikle vücut da ki cinsel uzvun çevresi ile cinsel uzuvdan çıkan suyun vücut da ki temas ettiği yerleri daha dikkatli temizleyin.

*** 1-) Gusül Abdesti Nasıl Alınır:

Gusül, bütün vücudun kuru bir yer kalmayacak şekilde tamamen yıkanmasından ibarettir. Bunda bütün fakihlerin ittifakı vardır. Ancak Hanefi mezhebinde ağız ve burnun içi gusülde bedenin dış kısmından sayıldığından dolayı “Guslün farzları 3 tanedir.

* Gusül Farzları 3‘tür:

Mızraklı ilmihal’den
(Yasin yayın evi)

1-) Mazmaza:

Ağza su vermek(tir ki), bunda abdestte olduğu gibi mübalağa yapmak bir kere su vermek Farz, iki veya üç kere vermek Sünnettir.
*** Gargara ve O suyu boğazda hareket ettirmek önemlidir.

Guslün meşru olmasının delili, ALLÂHÜ TE’ÂLÂ’NIN: ” Eğer cünüp iseniz, ziyade temizleniniz (yani dikkatli gusül ediniz). ” (Maide Suresi: 6) (Hanefi mezhebine göre) bu âyet-i celîlenin bu cümlesi, guslün 3 farzına da delildir. Bu ise bedenin bütünü ile temizlenmesine dair bir emirdir.

2-) İstinşak:

Buruna Su Vermek demek olup, yani burnun yumuşak kısmına kadar suyu çekmektir. Bunda da mübalağa yapmak sünnettir. (Gusül abdestinde burna verilen suyun) bir keresi Farz, ikinci ve üçüncü(sü) Sünnettir.
Gusülde ağız ve burnu bol suyla çalkalamak ” Boy Abdesti Alınız ” ayetine binaen içtihada dayalı bir farzdır. Gusül hakkında olan emir siygasındaki mübalağa, ağız ve burna şamil olduğundan onları yıkamak farzdır ve bunda bir zorluk da yoktur.
* Sıcak su burun içine zarar veriyor ise, soğuk su ile buruna su verebilirsiniz.

3-) Bütün Bedeni Yıkamak:

Bedenin her tarafını iğne ucu kadar kuru kalmaksızın yıkamak(tır).
Bu manada, ağız ve burun bedenin dışındadır. ” Beden ” sözü baş, kol ve bacaklara şamil olduğu gibi, tenasül uzvunun dışına, anüse de şamildir. Kadının tenasül uzvunun içi ise aynı boğaz gibi olduğundan hariçtir.

— Gusül Abdestinde Önemli Dikkat Edilmesi Gereken Notlar:— 

1- Gusül Abdesti Almak için Nasıl Niyet Edilir: 
— Bismillâhirrahmânirrahîm
” Niyet ettim ALLAH Rızası için Gusül Abdest almaya. ” diyerek Niyet edilir.

* 2- Guslün Farzlarına uyarak, Gusül esnasında Namaz Abdesti almak da Sünnettir.

Sünnete uygun abdest almak anlatılmıştır “Buraya Tıklayarak” ulaşabilirsiniz veya başka kaynaklardan bakabilirsiniz.

* 3– Gusül abdesti alırken Aşağıdaki ve benzeri suyun gitmesinin zor olacağı yerleri unutup atlamayalım:
-Kulak içi ve kulak küpesi yeri,
-Karın Çukur yeri,
-El ve Ayak Tırnak içlerimiz ve tırnaklarımız,
-Tenasül uzvunun dışı ve altta kalan bölgelerimiz,
-Anüse ancak dışına su gelecek şekilde olması yeterlidir,
-Ayak ve el parmaklarımız ve parmak aralarımız,
-Saç diplerine ve kafa derimize suyun işlemesi ,
-Sakal dipleri ve derimize suyun işlemesi,
-Kulak arka kısımı ve fauller kısımı,
-SIRT Önemlidir çoğumuzun elleri tam uzanmaya bilir ancak uzandığı kadar temizlenmeli ve Sırtın tamamına suyun gittiğinden kapladığından emin olunmalıdır.
-Tırnakların ojeli olma durumları, Takma kirpikler, Derimizle Suyun temas etmesini engelleyecek boya ve benzeri şeylere dikkat edelim.

 

Çevre Temizliği:

Müslüman, şahsî olarak rûh ve beden temizliğine îtina gösterdiği gibi evinin, sokağının ve çevresinin de temiz olmasına âzâmî derecede ehemmiyet verir. Müslümanın evi ve bulunduğu diğer yerler, sanki akşam veya sabah Resûlullah Efendimiz ziyârete gelecekmiş gibi tertipli ve düzenli olmalıdır. Ayakkabılar ve terlikler lâlettayin bir şekilde sağa sola bırakılmamalı, bilakis karışıklığa meydan vermeyecek ve kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde münâsip bir yere konmalıdır.

Mescid-i Harâm’ın ve Sevgili Peygamberimiz’in mescidinin kapılarında Müslümanın nezâhet ve nezâfetine yakışmayan nâhoş manzaraların oluşmasına müsâade etmemelidir. Husûsiyle hac ve umre ziyâretine gelen Müslümanlar bu konuda büyük bir ihtimam göstermelidirler.

Resûl-i Ekrem Efendimiz’in mekân ve çevre temizliğine işâret buyuran bir çok tavsiyeleri mevcuttur. Meselâ Enes bin Mâlik’ten rivâyet edildiğine göre Allah Resûlü mescidin kıble istikâmetinde bir tükrük gördü. Onu bizzat eliyle temizledi. Mübârek yüzlerinde, buna duyduğu kızgınlığın şiddeti görülüyordu. (Müslim, Mesâcid, 52; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, I, 255) Efendimiz ümmetinin temiz, nâzik ve zarif olmasını ister, buna muhâlif davranışlardan uzak durmalarını arzû ederdi. Dolayısıyle bir Müslümanın rastgele oraya buraya tükürmek gibi insanları tiksindirecek durumlardan titizlikle uzak durması gerekir. Resûl-i Ekrem Efendimiz diğer bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:

“Bana, iyisiyle kötüsüyle ümmetimin amelleri gösterildi. İyiliklerinin arasında, eziyet veren şeyin yoldan kaldırılmasını da gördüm. Kötü amelleri arasında, mescidin içerisine tükürüp onu temizlememeyi de gördüm.”(Müslim, Mesâcid, 58)

Hadîs-i şerifte husûsiyle mescide tükürmek söz konusu edilmiştir. Mescidler, Allah’a ibâdet edilen mekânlar olmakla birlikte insanların toplu hâlde bulunduğu yerlerdir. Bu mukaddes mekanların temizliğine dikkat eden mü’minler aynı şekilde insanların ortak kullandığı yerlerin, gelip geçtiği yolların, sokak ve caddelerin de temizliğine âzamî ihtimâm gösterirler. Zîrâ bu gibi yerlerin de insanlara eziyet verici şeylerden arındırılması ve temiz tutulması İslâm’ın emridir. Allah Resûlü bu husus üzerinde önemle durmuş, özellikle eziyet veren şeylerin yollardan kaldırılmasını îmânın bir şubesi olarak tavsif etmiştir. (Müslim, Îmân, 58) Bu bakımdan sâdece tükürmek değil, rastgele yerlere çöp atmak, araba park etmek, insanların gelip geçmesini zorlaştıracak malzemeler koymak gibi her türlü eziyet verici davranıştan sakınmak gerekir.

 

 

Bölüm 3: Besmele Nerede Nasıl Çekilir.

– Besleme Banyo Tuvalette Ne gibi durumlarda Çekile bilir?:
(İçeride ve Dışarıda nasıl olacağı anlatılıyor.)

 

– Video 2: Tuvalet Banyo pis yere girmeden ” Bismillâh ” çekmek ile alakalı video.

Bismillâh ne demek ALLÂH TE’ÂLÂ’NIN Adıyla.

 

 

 

 

Kaynaklar:
– dinimizislam.com (Tuvalet adabı ile ilgili konular.)
– islamveihsan.com (Tuvalet adabı ile alakalı konular.)
– İsmailağaNet Youtube
– islamveihsan.com – Üsve-i Hasene, Erkam Yayınları

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ