Kurban Bayramı

Kurban Bayramı

Konu: Kurban Bayramı

 

Selâmün aleyküm

 

Konu Anlatım başlıklarımız:
1-) Kurban İbadeti Hakkında.
2-)
Bayram Namazı.
3-) Kurban Kesmek.
4-) Teşrîk Tekbirleri.
5-) Bayramlaşma ve Musafaha (özet)

 

1-) Kurban İbadeti Hakkında:

Kurban ibâdeti her şeyden evvel, kökünde bulunan ‘yakınlık’ mânâsına bağlı olarak kulu Rabbine yaklaştırır. İnsanın dıştan fark edilemeyen, rûhunun derinliklerinde bulunan hissiyat ortaya, Kurbân gibi pek az yolla zahirî olarak ortaya çıkar. Akıtılan kan, Mevlâ Te‘âlâ’nın uğrunda fedakârlığı gösterir. Bu işi meslek olarak yapmayan ve hayvancılıkla da uğraşmayan insanlar yalnızca kurban bayramlarında hayvan boğazlar ve kan akıtırlar. Bu yolla insan, Allah Te‘âlâ’nın emrini teslimiyetle yerine getirir. Bu durum en açık ve etkileyici şekilde Hazreti İbrahim ve İsmail (Aleyhimesselâm)ın kıssasında görülür.

Dışarıdan bakıldığında boğazlamak ve kan akıtmak olarak görülen bu ibâdet esasında, kulun takvasını izhâr eden bir semboldür. Bu hakikat Kur’ân-ı Kerîm’de: (Hâlbuki) onların ne etleri ne de kanları asla Allâh’a ulaşacak değildir! Ve lâkin sizden O’na (ancak) takvâ (nedeniyle yapmış olduğunuz kurban ibâdeti) ulaşmaktadır..”kavliyle beyân edilmiştir.

*Kadîm Bir İnancın Tashîh ve Tecdîdi*

Kurban ibâdetinin tarihinin Hazreti Âdem (Aleyhisselâm)ın devrine kadar gittiği, Hâbil ve Kabil’in kurbanlarını konu alan kıssadan anlaşılmaktadır. Kurbân ibâdetiyle ilgili inanç ve kavramsal yapı da diğer bazı konularda olduğu gibi zamanla bozulmuş ve İslâm’ın ‘ıslâh’ fonksiyonu ile aslına çevrilmiştir. Nitekim Câhiliyye Araplarının kestiklerin kurbanların kanlarını Kâbe’ye bulaştırdıkları ve kanların bu yolla Allah’a ulaşacağına inandıkları kaydedilmiştir. Nakletmiş olduğumuz âyet-i kerîme, bu bozuk ve hatalı inancı da tashîh etmiş ve kurban ibâdetini aslî hüviyetine kavuşturmuştur.

Âyet-i kerîmenin sona erdiği: “…(Habîbim! Emirlerimi tutan ve ihlâsla ibadet yapan) o güzel amel sâhibi kimseleri müjdele!” hitabı, emre riayet ve ihlâsı vurgulama açısından kurban ibâdetinin özünü işaret buyurmaktadır.

*Kalıcı Bir Sabır Tâlimi*

Başta, Kur’ân-ı Kerîm’in bizlere ‘Usve-i Hasene’ (en güzel örnek) olarak ittibayı emrettiği Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) olmak üzere Peygamberler, hâlleri ve kıssalarıyla bizler açısından öncü şahsiyetlerdir. Hazreti İsmail (Aleyhisselâm)ın Allah Te‘âlâ’nın emri karşısındaki: “…Ey benim babam! Emrolunmakta olduğun şeyi (hiç düşünmeksizin hemen) yap! İnşaAllah beni pek yakında sabredenlerden bulacaksın!..” şeklindeki tavrı, kıssayı hatırlayan bizler için kalıcı bir sabır tâlimi niteliğindedir. Kurban ibâdetini şuûrlu bir şekilde yerine getiren Müslüman bu kıssadan, sabra yönelik hisseyi de almaktadır.

 

2-) Bayram Namazı:

Bayramlarda her Müslüman’ın ilk yapması gereken işlerden biri bayram namazı kılmaktır. Bayram namazı hicretin ikinci senesinde meşru kılınmıştır. Biz Hanefilere göre; Kendisine cuma namazı farz olan kişinin, bayram namazı kılması vaciptir. Bayram namazı camide cemaatle kılınır. Tek kılınmaz. İki rekât olan bayram namazında ezan okunmaz, kamet getirilmez.

Bayramlar, Allah’ın bu ümmete birer hediyesi ve ikramıdır. Nitekim Enes ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir: “Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Medine’ye geldiklerinde, Medinelilerin eğlendikleri iki günleri vardı. Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Bu günler nedir?’ diye sordu. Medineliler: ‘Biz câhiliyet devrinden beri bu günlerde eğleniriz’ dediler. Bunun üzerine Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Şüphesiz Allah (Celle Celâluhû) size, o iki günün yerine daha hayırlı olan iki bayramı: Kurban bayramı ile Ramazan bayramını vermiştir.’ buyurdu.”

 

3-) Kurban Kesmek:

Bayram namazından sonra ikinci olarak yapmamız gereken vazifemiz ise kurban kesmektir. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) de böyle yapmış ve ashâbına da böyle yapılması gerektiğini beyan etmiştir. Nitekim Berâ ibni Âzib (Radıyallâhu Anh)dan şöyle rivâyet edilmiştir: “Kurban bayramı namazında Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)i hutbe okurken işittim; ‘Bugün ilk yapacağımız şey bayram namazı kılmak, sonra dönüp kurbanlarımızı kesmektir. Kim böyle yaparsa bizim sünnetimize uygun hareket etmiş olur.’ buyuruyordu.”

Kurban Bayramında ibâdet niyeti ile kurban kesmek; hür, mukîm (yolcu olmayan), müslim ve zengin kimseye vacibdir. Vâcib olan kurban görevi, Hak yolunda fedakarlığın bir nişanıdır. Allah Te‘âlâ’ya itaatin, teslimiyetin ve verdiği nimetlere karşı şükrün bir ifadesi olan kurban’dan maksat et yemek veya et yedirmek değil; Allah Te‘âlâ’ya yaklaşmaya bir vesile olmasıdır.

Âyet-i kerîmede, “Onların ne etleri ne de kanları Allâh’a ulaşır. Sizden, Allâh’a ulaşacak olan takvanızdır.” buyrularak kurbanda taşınması gereken niyetin, takva ölçüsü olduğu ifade ediliyor. Takva arttıkça kurbiyetin derecesi daha da artacaktır.

 

4-) Teşrîk Tekbirleri:

Teşrik tekbiri, Kurban bayramı günlerinde farz namazlardan sonra getirilen tekbirlerdir. Kurban Bayramının ilk gününe “yevm-i nahr”, diğer üç güne ise “eyyâmü’t-teşrîk (teşrîk günleri)” denir. Bayramdan bir gün önceki güne de “arefe günü” denir. Arefe günü sabah namazından itibaren bayramın dördüncü gününün ikindi namazı da dâhil olmak üzere, yirmi üç vakit farz namazın arkasından birer defa

اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ، لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ، اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ

“Allâhu ekber Allâhu ekber, Lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber. Allâhu ekber ve lillâhi’l-hamd” diye tekbir getirilir ki, buna “teşrîk tekbiri” denir. Tekbirlerin bu şekli, Hazreti Ali ve Abdullah ibni Mes‘ûd (Radıyallâhu Anhümâ)ya dayanır.

Anlamı şöyledir: “Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur. O Allah, her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Hamd, Allah’a mahsustur”.

Teşrîk tekbirlerinin başlangıcı, İbrahim (Aleyhisselâm)ın, oğlu İsmail (Aleyhisselâm)ı kurban etme olayına kadar uzanır. İbrahim (Aleyhisselâm), gördüğü sahîh rüya üzerine oğlunu Allah (Celle Celâluhû) yolunda kurban etmeye karar verir. Kurban hazırlıkları sırasında Cebrail (Aleyhisselâm) gökten buna bedel olarak bir koç getirir. Dünya semasına ulaştığında Cebrail ((Aleyhisselâm), “Allâhu Ekber Allâhu Ekber” diyerek tekbir getirir. İbrahim (Aleyhisselâm) bu sesi işitince başını gökyüzüne çevirir ve onun bir koçla geldiğini görünce; “Lâ ilâhe illâllahu vallâhu ekber” diye mukabelede bulunur. Bu tekbir ve tevhîd kelimelerini işiten ve kurban edilmeyi bekleyen İsmail (Aleyhisselâm) da, “Allâhu ekber velillâhi’l-hamd” der. Böylece kıyamet gününe kadar sürecek büyük bir sünnet başlatılmış olur.

 

5-) Bayramlaşma ve Musafaha:

Bayramlaşmak, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in sünnetlerindendir. Zira O’nun ve ashâbının, bayram günlerinde birbirlerine, “Allah Te‘âlâ sizden ve bizden kabul etsin!” sözleriyle duada bulundukları nakledilmiştir.

Lütfedip bizleri mübârek bayram sabahına ulaştıran Cenâb-ı Hakk’a hamd eder, kurban ibadetini ve bayram vazifelerimizi bizlere tebliğ ve beyan eden Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e salât-ü selâm ederiz. Kurban bayramının tüm İslâm âlemi için hayırlara vesile olmasını niyâz ederiz.

 

 

Kaynaklar: Dinisitem.com olarak detaylı özel ile tek bir yazıda birleştirdik.
1-) ismailaga.org.tr/kurban-bayraminda-dini-gorevlerimiz
2-) ismailaga.org.tr/kurban-bayraminiz-mubarek-olsun-2
3-) ismailaga.org.tr/kurban-ibadetinin-hikmetleri

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ